Yani, günümüz Türkiye’sinde,
Artık ne yazık ki inanılmayan ve de yalan olan,
Hakimlerin arkasındaki duvarda yazılı olan söz…
Bu cümlede kastedilen mülk,
Mal veya servet değil, devlettir…
Yani, adaletsiz bir devletin ayakta kalamayacağı
Anlatılmak istenir.
Yani kısacası,
Devletin veya düzenin esası adalettir…
Peki ülkemizde adalet var mı?
Yok.
Adaletin ırzına geçtiler mi?
Geçtiler.
Nasıl oldu?
Hırsızları, rüşvet alıp verenleri,
Yolsuzluk yapanları yakalayan ve yargılayan,
Adaletli davranan savcıları, hakimleri
Polisleri, müdürleri görevden aldılar, sürdüler, cezalandırdılar.
HSYK’nin kuruluş amacını yok ettiler.
Yani devletin esası olan adaleti katlettiler…
Kendilerine göre bir adalet yarattılar.
Çalmak, çırpmak sevap oldu.
Hatta öyle ki,
Gençlik kolları şöyle bir twit bile yazdı:
"Başbakanımız yolsuzluk yapmışsa halkı için yapmıştır.
Aksini iddia eden Müslüman değildir…”
Buyurun buradan yakın…
Aslında bunların,
Adaleti kendilerince yorumlarken
Cümledeki mülkü de mülk edinme olarak
Algıladıklarından hiç kuşku duymamak gerekir.
Eğer gerçekten mülkü devlet olarak algılasalardı,
Bunca mülkler, çiftlikler,
Ayakkabı kutuları, banka hesapları, vakıfları olmazdı…
Ne demişti başbakan Belediye Başkanlığı döneminde:
"'Biz Başbakan olduğumuzda bugünkünden çok fakir olacağız, haberiniz olsun."
Ne mutlu bize ki, fakir ama mağrur ve de
Her yerden fışkıran mülkleri kabullenmeyen
Bir başbakanımız var diyeceğim ama, diyemiyorum...
Çünkü, adaleti yontmaya, mülk edinmeye ve de
“Adalet de benim, mülk de benim” demeye devam ediyorsunuz
Hak ve hakka saygı yoksa, insan yok demektir
MAHKEME salonlarında ve İktidarın, “Kocaman kocaman, Avrupa’nın en büyük Adliye Sarayı’nı yaptık” dediği Sarayların duvarlarında bir yazı vardır: “Adalet Mülkün Temelidir…”
04 Mayıs 2020 Pazartesi 19:29
Bu haber kez okundu.
